Nasıl ağladın öyle bebeğim. Neydi seni ağlatan. Babanın şehadet haberi miydi yüreğini dağlayan. Sen ağladıkça bizim de yüreğimiz dağlandı... Gözyaşlarımız acımız ve hüznümüzle birlikte figan olup Rahmana ulaştı.
Gözyaşlarımızda, acımızda, hüznümüzde ve figanımızda boğulsun seni ağlatıp yetim bırakanlar. Anneni dul, dedeni ve neneni evlat hasretine sokanlar.
Sen şehit babanın bizlere en nadide emanetisin. Ağıdınla farkına vardı insanlar sana karşı sorumluluklarının. Ve ağıdınla bana 1.5 yaşında yetim kalan kızımın yetim kaldığı günü yaşattın. Gözyaşlarınla en acı gerçeğisin imtihanlardan ibaret hayatın.
Bebeğinin ağıdında seni gördüm ey şehit! O ağlarken masum bakışlarında sen vardın. Bebeğin gibi yetim kalan Peygamber Efendimiz vardı. Suretin onun yüzüne yansımıştı. Bebeğin etrafına masumca bakıp ağlarken senin cennet kokunda ve Peygamber konusunda teselli aradı. Kendisine uzanan şefkat ellerinde sakinlik ve huzuru yaşadı.
Senin şehadet haberinle vatanına, bayrağına, milletine ve ezanına özünde sadık kenetlendi tüm insanlık. Şehadet şerbetini kana kana iç artık. Bugün senin Rabbinle vuslatın. Şehadetin ve vuslatın mübarek olsun. Peygamber Efendimiz'in Liva-i Hamd Sancağı altında görüşmek üzere güle güle şehidim. Gözün arkada kalmasın.
Emine KUREN
http://gullnamee.blogspot.com.tr
Yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması, yayınlanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder