28 Temmuz 2018 Cumartesi

MOLLA KERİM VE KUVVA-İ MİLLİYE ŞEHİTLERİ ANILDI


Tarsus Belediyesi tarafından Sıraköy'de organize edilen Molla Kerim ve Kuvva-i Milliye Şehitlerini Anma Programı Tarsus Protokolü'nün ve Tarsus Halkı'nın katılımlarıyla gerçekleşti.
Programda Tarsus Müftülüğü İmam Hatibi Mahmut Turan'ın okuduğu Kur'an tilaveti ve Tarsus Müftülüğü Müftü Vekili İbrahim Akyüz'ün ettiği dua ile manevi duygular harekete geçerken Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile milli duygular şahlandı.
Molla Kerim'in torunu İlayda Çelik'in okuduğu şiirin ardından açılış konuşmasını yapan Sıraköy Muhtarı Gürsel Bolat Molla Kerim' in tarihsel süreçte vatanına ve milletine kazanımlarından bahsederek Tarsus Belediyesi bünyesinde yapılan çalışmalardan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Konuşmasını şiir ve beyitlerle renklendiren Sıraköy Muhtarı Gürsel Bolat Tarsus Belediyesi'ne ve tüm katılımcılara teşekkür etti.
Molla Kerim'in torunu Ezgi Yıldırım şiir okurken Tarsus Belediye Başkanı Şevket Can selamlama konuşması yaptı. Can konuşmasında Tarsus Belediyesi bünyesinde yapılan ve yapılacak olan çalışmalarla ilgili bilgilendirme yaparak Molla Kerim'in ve vatan toprağını kanlarıyla sulanmış tüm şehitlerin tarihteki önemine dikkatleri çekti.
Molla Kerim'in torunu Gizem Gök'ün de şiir okuduğu programda söz alan Mersin Milletvekili Baki Şimşek programa emeği geçenlere teşekkür ederek geleceğe yön vermek adına geçmiş tarihe sahip çıkılması gerektiğini hatırlattı.
Yarbay Şemsettin Mahalle Muhtarı Celal Coşkun'un okuduğu şiirle duygusal anlar yaşayan katılımcılar Tarihçi Yazar Cezmi Yurtsever'in anlatımıyla tarihin seyrinde yolculuğa çıktılar.
Program Tarsus Türk Halk Müziği Derneği'nin seslendiği kahramanlık türküleri ve memnuniyet duyguları ile son buldu.


Emine KUREN

http://gullnamee.blogspot.com.tr

Yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması, yayınlanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur...

26 Temmuz 2018 Perşembe

ÜLKÜ ÇİÇEK AÇTI


Tarsus Ülkü Ocakları'nın bu yıl 9.sunu düzenlediği ve geleneksel hale getirdiği' Ülkü Çiçekleri Yaz Kampı' mezuniyet töreni programı Nikah Salonu'nda gerçekleşti.
Programa Milliyetçi Hareket Partisi Tarsus İlçe Başkanı Ertuğrul Bodur ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Tarsus Belediyesi Başkan Yardımcıları Rıdvan Aksoy ve Serap Kurtçu, Tarsus Belediyesi Başkan Vekili Ali Şimşek, Tarsus Ülkü Ocakları Başkanı Emre Bircan ve Üyeleri, Mersin Ülkü Ocakları Başkanı Gökhan Demir, Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Kerim Tufan, Mersin Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Tolga Arslan, Toroslar Ülkü Ocak’ları İlçe Başkanımız Sn Ömer Sıddık Narin,  Tarsus ve Çamlıyayla Muhtarlar Derneği Başkanı Mustafa Naci Güllü, sivil toplum kuruluşlarının başkanları ve üyeleri, 'Ülkü Çiçekleri Yaz Kampı'na katılan öğrenciler ve öğrenci yakınları ile birlikte çok sayıda kişi katıldı.
Program saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Ulu Camii İmamı İsmail Eriş'in Kur'an Tilaveti'nin ardından Tarsus Ülkü Ocakları Başkanı Emre Bircan açılış konuşmasını yaptı. Bircan konuşmasında 'Ülkü Ocakları Yaz Kampı' ile ilgili bilgilendirme yaparak milli ve manevi değerlerine sahip vatansever, bayraksever ve milletsever bir gençliği oluşturmayı hedeflediklerini, geleceğe umut olan genç Bozkurt ve Asena’larla ülkücü davanın çiçek açtığını belirtti. 'Ülkü Çiçekleri Yaz Kampı' boyunca yaptıkları faaliyetleri anlatan Tarsus Ülkü Ocakları Başkanı Emre Bircan tüm katılımcılara teşekkür etti. Sırasıyla söz alan protokol üyeleri de vatanın bölünmez bütünlüğünde ülkücü gençliğin rolüne dikkatleri çekerek programa emeği geçenlere ve katılımcılara teşekkür etti. 
'Ülkü Çiçekleri Yaz Kampı' boyunca yapılan faaliyetlerin yer aldığı slayt gösterisinin ardından 'Ülkü Çiçekleri Yaz Kampı'nda görev almış eğitmenlere teşekkür belgesi ve plaket takdimi yapılırken 'Ülkü Çiçekleri Yaz Kampı'na katılan öğrencilere mezuniyet belgesi verildi.
Program toplu hatıra fotoğrafının çekinilmesi ve Akın Çökel konseriyle son buldu.

Emine KUREN

http://gullnamee.blogspot.com.tr

Yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması, yayınlanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur...

20 Temmuz 2018 Cuma

TARSUS MEDENİYETLER BEŞİĞİ


Tarsus'un tarihinin, kültürel değerlerinin korunması ve tanıtılmasına katkıda bulunarak sosyal sorumluluk bilincini, paylaşma, yardımlaşma ve dayanışma şuurunu geliştirerek Tarsus'un işiten kulağı, gören gözü, hisseden kalbi ve tüm dünyaya yankılanan sesi olmayı amaç edinen Tarsus Medeniyetler Beşiği aralık vermeden çalışmalarına devam etmektedir.

Tarsus Medeniyetler Beşiği'nin sosyal medyadaki

http://www.facebook.com/tarsusmedbesigi

http://www.youtube.com/channel/UCiNSoBV2vrpKDvIH6pv1IAw/featured

http://www.Instragam.com/tarsusmedbesigi

http://www.twitter.com/tarsusmedbesigi

linklerini takip ederek Tarsus'a dair tüm gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.


Emine KUREN

http://gullnamee.blogspot.com.tr

Yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması, yayınlanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur...

18 Temmuz 2018 Çarşamba

EFSANE PROJEDE SON DURAK ROMANYA


Tarsus Borsa İstanbul Şehit Umut Sami Şensoy Anadolu Lisesi koordinatörlüğünde 2015-2018 yılları arasında  yürütülen 9 ortaklı “Following The Footprints Of The Emperors” (İmparatorların Ayak İzlerini Takip Ediyoruz) adlı efsanevi projesinin final toplantısı Romanya'nın Tulcea şehrinde gerçekleştirdi.
Projeleri ile adından sık sık bahsettiren ve birçok güzel etkinliğe imzasını atan Tarsus Borsa İstanbul Şehit Umut Sami Şensoy Anadolu Lisesi'nin Türkiye Ulusal Ajansı tarafından desteklenen Avrupa Birliği Komisyonu Erasmus+ Projesi kapsamında tarihsel süreçte Roma İmparatorluğu'nda iz bırakan ülkelerdeki çalışmalarda proje ortakları olan  İspanya, Almanya, Bulgaristan, Portekiz, İtalya, Romanya, Makedonya ve Hırvatistan yer aldı. Türkiye'yi temsilen Tarsus Borsa İstanbul Şehit Umut Sami Şensoy Anadolu Lisesi'nden 36 öğretmen ve 22 öğrenci katılarak  toplamda 58 yurtdışı hareketliliğini oluşturdu. 
Erasmus+ Projesi kapsamında gerçekleştirilen çalışmalarla bu izlerden yola çıkılarak sınırların ötesinde ortak bir noktada buluşulması ve günümüz Avrupa Birliği sürecine yansımalarının ortaya çıkarılması hedeflendi. Mimari yapıtlardan devlet yönetim sistemine, kültürel miraslardan edebiyata, günlük yaşamdan bilim,  inanç sistemi, siyaset ve spor faaliyetlerine birçok açıdan çalışmalar yapılarak geçmiş ile bugün arasında bir köprü kurulması amaçlandı. Yapılan işbirliği ve ziyaretlerde Roma İmparatorluğu'nun ortak ülkelerde bıraktığı izler keşfedilerek farklılık ve benzerlikler ortaya çıkarıldı. Proje çalışmaları, ortak bir geçmişten gelen bu ülkelerin her birinin kendine has özellikleri göz önünde bulundurularak ve bir bütünün değerli parçalarını oluşturduğu günümüz Avrupa Birliği, vatandaşlık ilkeleri ve politikaları ile bağdaştırılarak oluşturuldu.
Tarsus Borsa İstanbul Şehit Umut Sami Şensoy Anadolu Lisesi'nin koordinatörlüğünde yürütülen okulun vizyon ve misyonuna büyük ölçüde katkı sağlayan Erasmus+ Projesi'nin son durağı olan Romanya’da gerçekleştirilen final toplantısında; yapılan faaliyetler, ortaya çıkarılan ürünler ve final raporu konuları ele alınarak ev sahibi okul tarafından hazırlanan program çerçevesinde tarihi ve kültürel geziler yapıldı.

Emine KUREN

http://gullnamee.blogspot.com.tr

Yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması, yayınlanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur...

7 Temmuz 2018 Cumartesi

ÇOCUK DEDİĞİN MASUMCA BİR BAKIŞTIR


Yazıma başlamadan önce ülkemizin başkanından milletvekillerine, memurundan işçisine, fakirinden zenginine, kadınından erkeğine herkesin kendisini bulunduğu şehrin mezarlığında bir çocuk mezarının başında hayal etmesini rica ediyorum. Evet küçücük bir çocuk mezarı... Daha dün evinizin bahçesinde koşarken bugün toprağa verdiğiniz masum bir beden... Anne ve baba diyerek koşup boynunuza sarılan, küçücük dudağı ile yanağınıza kocaman bir öpücük konduran, neşe kaynağınız, kanınız, canınız, çocuğunuz artık kara toprakta...

Ne zaman bir çocuğun ölüm haberini duysam karnımdayken kaybettiğim çocuğum aklıma gelir. Aylarca ultrasonda kalp atışlarını, hareketlerini takip ettiğim çocuğumun karnımda ölmesi yıllardır unutamadığım bir acımdır. Yaşı, cinsiyeti ne olursa olsun evlat acısı son nefesinize kadar unutamayacağınız en ağır imtihandır.

Eylül ve Leyla haberleri ile evlat acım depreşirken sosyal medyada haberlerle ilgili yapılan paylaşımlar sinirlerimi altüst etti. Her ne hikmetse haberler gündemden düşene kadar sosyal medyada paylaşımlar yapılıyor. Ancak hiçbir çözüm bulunamıyor. Eylül ve Leyla ile ilgili haberler de gündemden düşünce herkes yatağında yan gelip yatarken acısı kor alev olup ailelerini yakmaya devam edecek. Peki ülkemizde acilen çözüme ulaştırılması gereken 'Çocuk İstismarı' konusu çözüme kavuşturulabilecek mi?

Kız çocuklarını pasifize ederek erkek egemen bir toplumu meydana getiren, vicdanları körerterek çocuk istismarının ve şiddetin artmasına neden olan geçmişten günümüze yanlış uygulanan anne baba tutumları ve çevresel faktörlerdir.

Filmleri, TV programlarını, sosyal medyayı, gazeteleri kısaca hayatımızın vazgeçilmezi birçok yeri incelediğimizde cinselliğin ve şiddetin ön plana çıkarıltıldığını, sapkın zihniyeti tetikleyen söz ve davranışların olduğunu, birçok konunun bilinç altına buralardan enjekte edildiğini görürüz. Filmlerin, dizilerin birçoğunda tecavüz sahnelerini, eşini kaynıyla, baldızıyla ya da eşinin arkadaşıyla aldatan insan figürlerini, üç dört eşi olan bir köy ağasını, adalet adına adam öldüren sözde adalet dağıtıcısını, argonun ayyuka çıktığı sahneleri, sayılamayacak kadar çok olumsuzlukları görmekteyiz. Öyle ki artık bunlar çok normal gelmeye başladı. Sözde Osmanlı tarihini anlatan bir dizide Kanuni Sultan Süleyman'ı Hürrem ile yatakta sevişirken gördük hep ancak sefer bu dizinin neresinde sorgulamadık. Evlendirme programlarında kim kiminle evlenecek hesabını yaparken 18-19 yaşlarında evlenmek adına programa çıkan çocukluğundan henüz kurtulamamış kızlarımızın altüst olmuş psikolojisini görmedik. Reyting uğruna kadının cinselliği, erkeğin onuru satılırken koltuk sevdasına düştük. Gazetelerin tirajlarını yükseltmeye, sosyal medyaki paylaşımların beğenisini arttırmaya ve olaylar üzerinden siyaset yapmaya çalışırken asli konuları ayaklar altına aldık.

Abisi tarafından hamile bırakılan, öz babası ve amcası tarafından tacize uğrayan, kardeşi tarafından öldürülen, öfke kontrolü yapamayıp şiddet gösteren insanları görmek, gözyaşı ve kana bulanmış hayatın bir parçası olmak istemiyorsak dili, dini, ırkı, mesleği, cinsiyeti ne olursa olsun her kesimden insanın bir araya gelip ortak bir çözüm noktasında buluşması gerekiyor. Elbette idam olsun. Ancak şunu unutmamak gerekiyor; sivrisinekleri öldürmekle bataklık kurumuyor. İşte bu sebeple kesin çözüm için hem sivrisinekleri öldürmeliyiz hem de bataklığı kurutmalıyız. Suçlulara hak ettikleri cezayı verirken eğitimle toplumu inşaa etmeliyiz.

Eylül ve Leyla basına yansıyan iki masum çocuk... Birde yansımayanlar var. Bunlardan biri bizim çocuğumuz olabilirdi. Benzeri acıyı yaşamamak adına vekil olarak meclise gönderdiğimiz tüm vekillerimizden oy toplamak adına kapı kapı gezdikleri gibi sivrisineklerin öldürülmesi ve bataklığın kurutulması konusunda da aynı hassasiyetle çalışmalarını rica ediyorum. Konuyla ilgili yasal düzenlemelerin en kısa zamanda yapılarak bir eğitim seferberliğinin başlatılması gerektiğini hatırlatmak istiyorum.

Çocuk dediğin masumca bir bakıştır hayata... Çamurdan yemek yapıp seksek oynamaktır sokakta... Sürüklenen topun peşinde yanakları kızarana dek koşturmaktır bakmadan ardına... Kahkahalar savurmaktır semaya... Şerefini ve vicdanını uçkuruna satmışların elinde can veren tüm masumların ruhlarına EL-FATİHA...

Emine KUREN

http://gullnamee.blogspot.com.tr

Yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması, yayınlanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur...