Gül kokan, gül düşünen, gül hisseden, gül gören ve gül duyan kalemimle doğduğum, yaşadığım, doyduğum ve her bir karışına name name sevdamı kazıdığım toprağım Tarsus'ta gülce yazıyorum. Tarsus kutlu sevdam, yürek atışım, gözyaşım, hüznüm, acım, hayalim, umudum, mutluluğum, huzurum, sevinç çığlığım, doğduğumda kulağıma okunan ezanım, emir-i Hak vaki olduğunda okunacak selâ'm, semada yankılanan duamdır.
Seyyah olduğum alemde; yazmakla dünyayı, okumakla kainatı, fotoğraf çekmekle duyguları, sivil toplumculukla gökkuşağını, hayatın her zerresinde insanı, tüm yaşadıklarımla kendimi keşfettim.
İnsanın hayat arkadaşı vefat edince dünyası yıkılıyor. Yüreği yangın yeri oluyor. Hayat yolculuğumda bana eşten öte yol rehberi olan hayat arkadaşımı kaybedince yıkılan dünyamda moloz yığınları altında kaldım. Yüreğimin yangınında kül olup savruldum. 'Bittim' dediğim bir anda kızımın tebessümünde ve sosyal çalışmalarımda Mevlâ'nın 'yettim ya kulum' nidasını duydum. Moloz yığınları altından yine yeni yeniden küllerimden gülce doğdum.
Önyargıları dejenere olmuş bir toplumda 'dul kadın' kimliği ile hayat mücadelesi vermek çok zor. Böyle toplumlarda 'dul kadın' mutlu olacağı şekilde giyemez, gezemez, konuşamaz. Dejenere olmuş önyargıyla, yargısız infazlarla susturularak mutluluğu hep elinden alınır. 'Dul kadın' kimliğimle her zaman ve mekânda verdiğim mücadelemde kadının gücünü ve önemini anlattım. Hayata dair tüm sosyal platformlarda yer alarak dejenere olmuş önyargıları yıkmaya çalıştım. Sivil toplum alanında ve basın alanında yaptığım çalışmalarda Tarsus'un gören gözü, işiten kulağı, hisseden kalbi ve tüm dünyaya yankılanan sesi olmak için gayret ettim.
Tarsus İdman Yurdu Spor Kulübü sarı-lacivert tutkumdur. Bazen normal seyirci olarak, bazen bir proje kapsamında sivil toplumcu olarak, bazen de basın olarak tüm maçlarına gittim. Gücüm yettiğince kulübümüze karşı sorumluluklarımı yerine getirdim.
Yaklaşık 19 yıldır Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarsus Merkez Kabristanı'nı her Cuma günü ziyaret ettim. Orda gönül verdiklerim var. Kahraman Türk Kadını Onbaşı Adile Hala, abim, eşim, annem ve diğerleri... Hepsini rahmetle anarken kabirlerinin başında huzuru buldum.
Çözüm odaklı pozitif düşünceyi savundum. Konuları istişare ederek çözüme kavuşturdum. Bin bilsem de bir bilene danıştım. İçimde volkanlar kaynasada dışarıya yansıtmadım. Her şeye inat tebessüm etmeyi başardım. Deniz dalgaları ve martılara duygularımı haykırdım. Balık ekmek yerken teknede umuda yelken açtım.
Deniz Durmuş Özdemir. Tarsus'ta faaliyet gösteren Gençlik Derneği'nin başkanı. Tarsus için büyük bir özveriyle çalışan genç bir delikanlı. Bugüne kadar beni en iyi anlayan ve anlatanlardan biri oldu. Yaptığım bazı çalışmalarda benden desteğini esirgemedi. En anlamlı, en duygusal sürprizi bana yaşattı. '8 Mart Dünya Kadınlar Günü' dolayısıyla zat-ı âlime takdim ettiği plaket beni hem çok duygulandırdı hem de çok onurlandırdı. Bana layık görülen ve sorumluluklarımı bir kez daha hatırlatan 'Yılın Kadını Plaketi' için Gençlik Derneği Başkanı Deniz Durmuş Özdemir ve ekibine gülce teşekkür ederim. Ömrüm boyunca iyi insanlardan olmanın, iyilik peşinde koşmanın, bu dünyadan ayrılırken iz bırakanlar zümresinde yer almanın derdinde ve gayretinde oldum. Son nefesime dek derdinde ve gayretinde olacağım.
Vatanım, bayrağım ve milletimdir davam. Birlik, beraberlik, dayanışma, hak ve adalettir düsturum. Yalandan, iki yüzlülükten, egodan, benlikten uzak bir ömürdür her salise ettiğim duam. Son yolculuğumda tabutuma 'Türk Bayrağı' örtülmesi vasiyetimdir. Vesselâm.
Emine KUREN
http://gullnamee.blogspot.com.tr
https://eminekurengulname.com/
Yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması, yayınlanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur...