Tarsus Gençlik Derneği Başkanı Deniz Durmuş Özdemir 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'na kadar hergün sosyal medya üzerinden İstiklâl Marşı paylaşımları yapılması için çağrıda bulundu.
Tarsus Gençlik Derneği Başkanı Deniz Durmuş Özdemir yaptığı açıklamada; 'Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na sayılı günler kaldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşunun ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın 100. yılını bu yıl koronavirüs salgını sebebi ile buruk kutlayacağız. Tarsus Gençlik Derneği olarak amacımız bu özel günü evlerimizde kalsak dahi Türk Milleti'ne yakışır şekilde değerlerimize sahip çıkarak kutlamak olacaktır. Ulusal Egemenlik adına sizleri de İstiklâl Marşı paylaşımlarına davet ediyoruz ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyoruz” dedi.
Emine KUREN
Gül Name
http://gullnamee.blogspot.com.tr
20 Nisan 2020 Pazartesi
14 Nisan 2020 Salı
MERHABA İREM SU
Ben, Gül Name Emine Kuren ablan... Sana onlarca lezzetin videosunu çektiğim mutfağımdan sesleniyorum.
Canımsın, biz seninle 'Karlar Ülkesi’nde tüm kötülüklere ve koronavirüse savaş açtık. Sen Elsa ben kardeşin Anna... Seninle güçlerimizi birleştirip tüm dünya da sevgiyi, mutluluğu, sağlığı ve huzuru hakim kılacağız. Birbirimize destek olup rengarenk, mis kokulu bahar çiçekleri yetiştireceğiz. Sen ışıldayan pembe kostümün, ahenkle dans eden saçların, kobak gözlerin ve elindeki sihirli değneğin ile uçarak geleceksin benim mutfağıma... Seninle birbirinden lezzetli kurabiyeler yapacağız. 'Hayat Bayram Olsa' şarkısını dinleyerek kahvemizi yudumlayıp, kurabiyelerimizi yiyeceğiz. Ve çılgınlar gibi hoplayıp, zıplayarak başarımızı kutlayacağız.
Seni çok seviyorum ve Rabbimizin şefkât kollarına emanet ediyorum. En kısa zamanda görüşmek üzere... Mutlulukla ve sevgiyle kal!..
Emine KUREN
http://gullnamee.blogspot.com.tr
(NOT: Tarsuslu İrem Su kızımız Adana Şehir Hastanesi'nde koronavirüs (Covid-19) tedavisi görüyor... Lütfen duanızı eksik etmeyin... Bu video İrem Su kızımızın annesinin bilgisi doğrultusunda çekilmiştir. )
SAHİPSİZ HAYVANLARI BESLEYEREK EVRENSEL SEVGİYE DİKKAT ÇEKTİLER
Mersin'in Tarsus İlçesi'nde koronavirüs salgını nedeniyle alınan önlemler kapsamında bölge halkının birçoğunun yapılan çağrılara uyarak evlerinde kalması, lokanta ve benzeri işyerlerinin kapalı olmasından dolayı aç kalan sokak hayvanlarının beslenmesi için Doğa Koruma ve Milli Parklar Şefliği ekipleri harekete geçti.
Doğa Koruma ve Milli Parklar Şefliği'ne bağlı ekipler Tarsus ve Çamlıyayla olmak üzere koronavirüs salgını nedeniyle bölgede aç kalan sokak hayvanlarını besleyerek doğada yaşayan canlılara değer vermenin, onları korumanın ve hayatta kalmalarına yardımcı olmanın toplumda evrensel sevgiyi oluşturduğunun mesajını sundular.
Ekipler yaptığı açıklamada; "lokantaların kapatılmasının ardından bu hayvanlar beslenememeye başladı. Bizlerde üzerimize düşen görevi yapmaya başladık. Küçük dostlarımızı yalnız bırakmamak için dört bir kolda çalışıyoruz. Sokak hayvanlarını aç bırakmamak için var gücümüzle mücadele ediyoruz.” ifadelerini kullandılar.
Emine KUREN
Gül Name
http://gullnamee.blogspot.com.tr
Yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması, yayınlanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur...
Doğa Koruma ve Milli Parklar Şefliği'ne bağlı ekipler Tarsus ve Çamlıyayla olmak üzere koronavirüs salgını nedeniyle bölgede aç kalan sokak hayvanlarını besleyerek doğada yaşayan canlılara değer vermenin, onları korumanın ve hayatta kalmalarına yardımcı olmanın toplumda evrensel sevgiyi oluşturduğunun mesajını sundular.
Ekipler yaptığı açıklamada; "lokantaların kapatılmasının ardından bu hayvanlar beslenememeye başladı. Bizlerde üzerimize düşen görevi yapmaya başladık. Küçük dostlarımızı yalnız bırakmamak için dört bir kolda çalışıyoruz. Sokak hayvanlarını aç bırakmamak için var gücümüzle mücadele ediyoruz.” ifadelerini kullandılar.
Emine KUREN
Gül Name
http://gullnamee.blogspot.com.tr
Yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması, yayınlanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur...
11 Nisan 2020 Cumartesi
İNSANI AÇLIK ÖLDÜRMEZ
Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz'in 'hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalış' sözünden aldığım ilhamdan ve büyüklerimden aldığım terbiyeden yola çıkarak her zaman ve mekânda tedbirli olmak için mücadele ederim.
İnsanın dili, dini, ırkı, cinsiyeti ne olursa olsun maddi durumuna göre ileriye dönük yatırımları olmalıdır. Örneğin; ben evimden unu, yağı, şekeri, çayı, patatesi ve soğanı gücüm ölçüsünde hiç eksik etmem... Hastalık, ölüm, göz aydınlığı gibi ani durumlarda ve yoğun çalışma temposu içine girdiğimde kullanabileceğim birkaç yemek çeşidini dondurucumda mutlaka bulundururum. Ev idaresinde itidalli ve tedbirli olmayı yeğlerim her zaman... Beni dünyada da ahirette mutlu edecek, Allah'ın hoşnutluğunu kazanacağım manevi yatırımlarımıda amel sandığımda toplarım.
Dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan koronavirüs dolayısıyla alınan tedbir kararları kapsamında bir süredir evlerimizdeyiz. Sağlıklı bir toplum için bu kararlara ne kadar uyuyoruz konusu muamma olsa da en azından salgın hastalıklarla ilgili bir hayat tecrübesi ediniyoruz.
Koronavirüs dolayısıyla iki gün boyunca sokağa çıkma yasağı ilan edildi. İlandan beş dakika sonra insanlar büyük bir panikle tüm sağlık kurallarını hiçe sayarak yollara döküldü. Amaçları iki günlük yiyecek stoğu yapmaktı. Unutmayalım ki; 288 gün boyunca aç ve susuz ayakta kalan insanların bulunduğu bir ülkede yaşıyoruz. İki gün için bu hengame yakıştı mı Türk Milleti'ne?..
Peki, değdi mi dejenere olmuş önyargılarla karabasan bir hayatın panik atlayanları olmaya?.. Değdi mi normal zamanlardan iki kat fazla dikkat etmemiz gereken konuları ayaklar altına almaya?.. Değdi mi içki ve meze için sokakta itip kalkarak koşarken yanımızdaki ihtiyaç sahibi insanları unutmaya?.. Değdi mi değmedi mi?.. Eşiğimizden girenleri görünce anlayacağız...
En büyük hayalim Afrika'yı görmekti. Yıllar önce gerçekleşti. Yazılı ve görsel basında gördüğümüz derisi kemiğine geçmiş insanların ülkesi Sudan nice hayat tecrübelerini edindiğim bir ülke oldu. Mercimek ve bakla lapasından başka yiyecekleri olmayan, açlık ve kıtlığa rağmen şükretmesini bilen insanları tanıdım burda... Türkiye'den götürdüğüm renkli ve küçük şekerlemeleri dağıtırken yanlışlıkla iki tane alınca birini bırakıp 'ben bir tane aldım, diğerini başka arkadaşıma verin' diyen çocukların masum bakışlarında paylaşmanın ve kardeşliğin erdemini gördüm. Onurun, bilginin, asaletin, zerafetin, nezaketin, saygının ve sevginin açlıkla toklukla, zenginlikle fakirlikle, din ile dil ile, ırk ile renk ile alakası olmadığını öğrendim.
İnsanı ne açlık, ne yokluk, ne de hastalık öldürür. İnsanı ancak; alıştığı tokluğu, bencilliği, bilgisizliği, duyarsızlığı ve tedbirsizliği öldürür. Üllke ve toplum olarak birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olduğumuz, olağanüstü durumlarda alınan kararlara uyduğumuz, geçmişten aldığımız derslerle geleceğe yön verdiğimiz sürece ölümsüzleşerek başarı ve mutluluğu elde ederiz. Vesselâm...
Emine KUREN
http://gullnamee.blogspot.com.tr
Yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması, yayınlanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur...
İnsanın dili, dini, ırkı, cinsiyeti ne olursa olsun maddi durumuna göre ileriye dönük yatırımları olmalıdır. Örneğin; ben evimden unu, yağı, şekeri, çayı, patatesi ve soğanı gücüm ölçüsünde hiç eksik etmem... Hastalık, ölüm, göz aydınlığı gibi ani durumlarda ve yoğun çalışma temposu içine girdiğimde kullanabileceğim birkaç yemek çeşidini dondurucumda mutlaka bulundururum. Ev idaresinde itidalli ve tedbirli olmayı yeğlerim her zaman... Beni dünyada da ahirette mutlu edecek, Allah'ın hoşnutluğunu kazanacağım manevi yatırımlarımıda amel sandığımda toplarım.
Dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan koronavirüs dolayısıyla alınan tedbir kararları kapsamında bir süredir evlerimizdeyiz. Sağlıklı bir toplum için bu kararlara ne kadar uyuyoruz konusu muamma olsa da en azından salgın hastalıklarla ilgili bir hayat tecrübesi ediniyoruz.
Koronavirüs dolayısıyla iki gün boyunca sokağa çıkma yasağı ilan edildi. İlandan beş dakika sonra insanlar büyük bir panikle tüm sağlık kurallarını hiçe sayarak yollara döküldü. Amaçları iki günlük yiyecek stoğu yapmaktı. Unutmayalım ki; 288 gün boyunca aç ve susuz ayakta kalan insanların bulunduğu bir ülkede yaşıyoruz. İki gün için bu hengame yakıştı mı Türk Milleti'ne?..
Peki, değdi mi dejenere olmuş önyargılarla karabasan bir hayatın panik atlayanları olmaya?.. Değdi mi normal zamanlardan iki kat fazla dikkat etmemiz gereken konuları ayaklar altına almaya?.. Değdi mi içki ve meze için sokakta itip kalkarak koşarken yanımızdaki ihtiyaç sahibi insanları unutmaya?.. Değdi mi değmedi mi?.. Eşiğimizden girenleri görünce anlayacağız...
En büyük hayalim Afrika'yı görmekti. Yıllar önce gerçekleşti. Yazılı ve görsel basında gördüğümüz derisi kemiğine geçmiş insanların ülkesi Sudan nice hayat tecrübelerini edindiğim bir ülke oldu. Mercimek ve bakla lapasından başka yiyecekleri olmayan, açlık ve kıtlığa rağmen şükretmesini bilen insanları tanıdım burda... Türkiye'den götürdüğüm renkli ve küçük şekerlemeleri dağıtırken yanlışlıkla iki tane alınca birini bırakıp 'ben bir tane aldım, diğerini başka arkadaşıma verin' diyen çocukların masum bakışlarında paylaşmanın ve kardeşliğin erdemini gördüm. Onurun, bilginin, asaletin, zerafetin, nezaketin, saygının ve sevginin açlıkla toklukla, zenginlikle fakirlikle, din ile dil ile, ırk ile renk ile alakası olmadığını öğrendim.
İnsanı ne açlık, ne yokluk, ne de hastalık öldürür. İnsanı ancak; alıştığı tokluğu, bencilliği, bilgisizliği, duyarsızlığı ve tedbirsizliği öldürür. Üllke ve toplum olarak birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olduğumuz, olağanüstü durumlarda alınan kararlara uyduğumuz, geçmişten aldığımız derslerle geleceğe yön verdiğimiz sürece ölümsüzleşerek başarı ve mutluluğu elde ederiz. Vesselâm...
Emine KUREN
http://gullnamee.blogspot.com.tr
Yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması, yayınlanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur...
9 Nisan 2020 Perşembe
KIBRISTAKİ ÖĞRENCİLERE TARSUS KAYMAKAMI EL UZATTI
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde öğrenim gören ve koronavirüs salgını nedeniyle Türkiye’ye gelemeyen Tarsus ve çevre illerin nüfusuna kayıtlı öğrenciler MEDYAD Başkanı Okan Çalışakan aracılığıyla Tarsus Kaymakamı Kadir Sertel Otcu’dan yardım istedi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki öğrencilerin sesine kulak veren Tarsus Kaymakamı Kadir Sertel Otcu durumu ülkedeki yetkililere iletti. Durumu öğrenir öğrenmez harekete geçen yetkililer öğrencilere ilk etapta sosyal yardımlaşma aracılığıyla gıda ve genel yardımda bulundu.
ÖĞRECİLER TARSUSA GELMEK İSTİYOR
Tarsus Kaymakamı Kadir Sertel Otcu’nun duyarlı davranışından dolayı duygulandıklarını ifade eden öğrenciler Tarsus Kaymakamı Kadir Sertel Otcu'ya, MEDYAD Başkanı Okan Çalışakan'a ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki yetkililere teşekkür etti.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki öğrenciler Tarsus Kaymakamı Kadir Sertel Otcu'ya güvendiklerini belirterek bizi buradan aldırmasını rica ediyoruz dedi.
Emine KUREN
Gül Name
http://gullnamee.blogspot.com.tr
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki öğrencilerin sesine kulak veren Tarsus Kaymakamı Kadir Sertel Otcu durumu ülkedeki yetkililere iletti. Durumu öğrenir öğrenmez harekete geçen yetkililer öğrencilere ilk etapta sosyal yardımlaşma aracılığıyla gıda ve genel yardımda bulundu.
Tarsus Kaymakamı Kadir Sertel Otcu’nun duyarlı davranışından dolayı duygulandıklarını ifade eden öğrenciler Tarsus Kaymakamı Kadir Sertel Otcu'ya, MEDYAD Başkanı Okan Çalışakan'a ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki yetkililere teşekkür etti.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki öğrenciler Tarsus Kaymakamı Kadir Sertel Otcu'ya güvendiklerini belirterek bizi buradan aldırmasını rica ediyoruz dedi.
Gül Name
http://gullnamee.blogspot.com.tr
GÖZYAŞIM
Ey gözyaşım!.. Ben, seni bazen yüreğime akıttım, bazen de yağmur damlasıyla sakladım... Kimi zaman sevincimin nişanesi, kimi zaman da huzurumun duası oldun avuçlarımdan Rahman'a ulaşan... Her zaman ve mekânda tercümanım oldun beni anlatan... Hayat yolculuğuma yarenlik ettin/ediyorsun umutla, inançla, kararlılıkla durmadan...
Emine KUREN
http://gullnamee.blogspot.com.tr
Yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması, yayınlanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur...
Emine KUREN
http://gullnamee.blogspot.com.tr
Yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması, yayınlanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur...
7 Nisan 2020 Salı
KAN BAĞIŞILARININ AZALMASI TALASEMİ HASTALARINI TEDİRGİN EDİYOR
Tarsus Talasemi Derneği Başkanı Emine Türkel tüm dünyada yaşanan koronavirüs salgınının ülkemizde de görülmesi ile birlikte yaşananların talasemi hastalarını olumsuz yönde etkileğini ifade etti.
Emine Türkel yaptığı açıklamada; talasemi, dünyada ve ülkemizde en sık görülen, önlenebilir kalıtsal kan hastalığıdır diyerek tedavisi hastanın yaşamı boyunca devam etmekte olup zor ve külfetli bir hastalık olduğunu ifade etti. Kan üretemeyen talasemi hastalarının kan olmadan yaşayamadığını belirtti. Ülkemizin içinde bulunduğu olağan üstü durumdan dolayı bağışçıların yaşadıkları korkuyla hastanelere ve kan bağışı merkezlerine kan vermek için gitmediğini belirterek talasemi hastalarının kan sıkıntısının iki kat arttığına vurgu yaptı. Koronavirüsün kandan bulaşmadığını hatırlatarak hastaneye ve kan bağışı merkezlerine gitmeye korkan bağışçıların kanlarını verebileceği belirli yerlerin kan alma noktalarına çevrilerek önlem alınabileceğini söyledi.
Tarsus Talasemi Derneği Başkanı Emine Türkel açıklamasının sonunda; "talasemi hastaları olarak tedirgin olduğumuzu belirtmek istiyoruz ve tüm valilikleri, kaymakamlıkları, belediyeleri, emniyet müdürlüklerini, kişi, kurum ve kuruluşları kısaca toplumun her kesimini kan bağışına davet ediyoruz. Bağışlanan her kan bizleri hayata bağlarken kan bağışçılarının bağışıklık düzeyini arttırarak koronavirüsü gibi salgın hastalıklardan korur" dedi.
Emine KUREN
http://gullnamee.blogspot.com.tr
Yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması, yayınlanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur...
Emine Türkel yaptığı açıklamada; talasemi, dünyada ve ülkemizde en sık görülen, önlenebilir kalıtsal kan hastalığıdır diyerek tedavisi hastanın yaşamı boyunca devam etmekte olup zor ve külfetli bir hastalık olduğunu ifade etti. Kan üretemeyen talasemi hastalarının kan olmadan yaşayamadığını belirtti. Ülkemizin içinde bulunduğu olağan üstü durumdan dolayı bağışçıların yaşadıkları korkuyla hastanelere ve kan bağışı merkezlerine kan vermek için gitmediğini belirterek talasemi hastalarının kan sıkıntısının iki kat arttığına vurgu yaptı. Koronavirüsün kandan bulaşmadığını hatırlatarak hastaneye ve kan bağışı merkezlerine gitmeye korkan bağışçıların kanlarını verebileceği belirli yerlerin kan alma noktalarına çevrilerek önlem alınabileceğini söyledi.
Tarsus Talasemi Derneği Başkanı Emine Türkel açıklamasının sonunda; "talasemi hastaları olarak tedirgin olduğumuzu belirtmek istiyoruz ve tüm valilikleri, kaymakamlıkları, belediyeleri, emniyet müdürlüklerini, kişi, kurum ve kuruluşları kısaca toplumun her kesimini kan bağışına davet ediyoruz. Bağışlanan her kan bizleri hayata bağlarken kan bağışçılarının bağışıklık düzeyini arttırarak koronavirüsü gibi salgın hastalıklardan korur" dedi.
Emine KUREN
http://gullnamee.blogspot.com.tr
Yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması, yayınlanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)