Evdeyiz aktifiz...👏💃❤️🇹🇷 Tarsus Medeniyetler Beşiği Youtube Kanalımız'da tüm takipçilerimizi 5 farklı lezzet yapabileceğimiz hamur ile buluşturduk... Hepinizi kanalımıza bekliyoruz...👏💃❤️🇹🇷
1 HAMUR İLE 5 FARKLI LEZZET
MALZEMELER
3 su bardağı ılık süt
1 su bardağı yoğurt
1 çay bardağı sıvı yağ
2 paket Instant maya
1 tatlı kaşığı tuz
Yarım tatlı kaşığı şeker
Aldığı kadar un
HAMURUN HAZIRLANIŞI
Ilık süt, şeker ve mayayı iyice karıştırın. Mayalanmaya bırakın. Sonra un dışındaki tüm malzemeleri bu karışıma ilave edip iyice karıştırın. Elde ettiğiniz karışıma unu azar azar ilave ederek yumuşak bir hamur elde edin. Hamuru iki katına çıkıncaya kadar mayalanmaya bırakın. Elde ettiğiniz bu hamur ile puaça, pide, sıkma, börek, bazlama yapabilirsiniz.
AFİYET OLSUN
👇...Aşağıdaki linki tıklayarak videomuzu izleyebilirsiniz...👇
Kaynar, Adana, Mersin ve Antakya'da
'lohusa şerbeti' olarak anılan bir içecektir.
Kaynar, günümüzde yeni doğum yapan kadını ve çocuğu görmek amacıyla göz aydınlığı için yapılan ziyaretlerin baş içeceğidir. Çocuk doğunca ziyarete gelen bütün eş, dost ve akrabaya kaynar ikram edilerek doğum müjdelenirken aynı zamanda da bu mutlu olay kutlanmış olur.
Türk gelenekleri için de lohusa döneminin özel bir yeri vardır. Eski zamanlarda lohusalık döneminde yapılan ve tüketilen şerbet bir içecekten öte bir törendir. Doğumdan sonra lohusa şerbeti kaynatılır ve doğumu müjdelemek için sürahilerle komşulara ve akrabalara gönderilirdi. Bebek erkek ise, sürahinin boynuna kırmızı kurdele, kız ise ağzına gaz boyaması denilen kırmızı tülbent bağlanırdı. Daha sonra göz aydına gelen konuklara, gümüş zarflı bardaklarla şerbet ikram edilirdi. Gün içinde lohusaya bir kaç kez şerbet içirilir ve baharatların şifa vermesi sağlanırdı.
Adana, Mersin ve Antakya da lohusa şerbeti 'kaynar' yedi türlü baharatın şekerle kaynatıldıktan sonra fincanların üzerinde çekilmiş ceviz ve tarçınla sıcak servis edilerek tüketilmektedir. Şifa çayı olarak da adlandırılmaktadır. Günümüzde Mersin ve Tarsus’ta kafelerde ve özellikle Kırkkaşık Bedesteni'nde şifa çayı olarak menülerde de yer almaktadır.
KAYNAR ŞERBETİNİN FAYDALARI
*Yeni doğum yapan ve emzirme döneminde olan annelerin sütünün artmasını sağlar.
*Faydalı maddeler içerdiğinden anne sütünün kalitesini artırır.
*Anne sütünün tadını ve kokusunu bebeğin daha çok seveceği bir hale gelmesini sağlar.
*İçindeki baharatlardan aldığı güçle sadece annelerin değil içen herkesin genel sağlığını destekleyerek hastalıklardan koruyor.
*Ilık olarak tüketildiği zaman boğaz ağrısını ve kısık ses tellerini iyileştirir.
*Mideyi rahatlatıp sindirim sisteminin sağlıkla çalışmasına yardımcı olur.
*Kızamık ve zatürre gibi hastalıkların iyileştirilmesinde de başvurulan doğal içeceklerden biri olarak bilinir.
* Faydalı özelliklerinden dolayı herkesin tüketmesi önem taşımaktadır.
Şeker ve su ile birlikte tencerede eritilir. Kaynar baharatlarını doğrudan veya bir tülbentle sararak tencerenin içine atarak kaynaması sağlanır. Kaynadıktan sonra ateşten alınıp bir gece dinlendirilmeye bırakılır. Servis edileceği
zaman sıcak içilen kaynar tekrar kaynatılır ve fincanlarda dövülmüş ceviz ve tarçınla servis yapılır.
'Tarsus'ta bir evden kaynar kokusu geliyorsa bilin ki o evde bir çocuk dünyaya gelmiştir.'
(NOT: Kaynar videosuna destek veren Gazeteci Arkadaşım Fırat Maktay'a, Öğrenci Arkadaşım Buket Gencan'a ve bir tanecik kızım Beyza Kuren'e teşekkür ederim.)
Emine KUREN
Gül Name
http://gullnamee.blogspot.com.tr
Tarsus’ta ikamet eden ve uzun yıllar sağlık sektöründe hemşirelik yapan Emine Konur dünya gündemini meşgul eden koronavirüsü ile ilgili hastanelerde yapılan çalışmalarda gönüllü olarak yer almak istediğini söyledi.
Konu ile ilgili açıklama yapan hemşire Emine Konur; "uzun yıllar sağlık sektöründe yer aldım. Şuan evdeyim. Bulunduğumuz şu zorlu süreçte yaşadığım topluma faydalı olmak istiyorum. Bununla ilgili düşüncelerimi CİMER'e de yazdım. Sizler aracılığıyla da sağlık bakanımız Fahrettin Koca'ya da sesleniyorum. Lütfen bu konuda sesime kulak verilsin. Bu zor süreçte gücüm nispetinde insanlık için elimden geleni yapmaya hazırım" dedi.
Gönüllülük esasına dayalı olarak koronavirüsünden korunma tedbirleri kapsamında destek vermek isteyen hemşire Emine Konur'un bu davranışı çevresindekiler tarafından gıpta ile karşılandı.
Emine KUREN
http://gullnamee.blogspot.com.tr
Yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması, yayınlanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur...
Dünyayı etkisi altına alan koronavirüsten kendimizi ve yaşadığımız toplumu korumak için hepimiz evlerimizdeyiz.
Evde kaldığımız süre içerisinde mutlu, huzurlu olacağımız, aktif yaş alacağımız etkinlikler ve aktivitelerin yanında sağlığımıza olumlu etki edecek yiyecek ve içeceklere de hayatımızda yer veriyoruz. Bu yiyecek ve içeceklerle ilgili bilgileri uzmanların internet sitelerinden, teorik bilgilerden ya da yaşam tecrübelerinden ediniyoruz.
Bu videomuzda hayatımızın vazgeçilmezi sudan bahsedeceğiz.
Vücudumuzun neredeyse dörtte üçünü oluşturan su, insan sağlığının devamı için oldukça faydalı. Günlük alınması gereken miktarın altında su tüketildiği zaman bazı sağlık sorunlarına davetiye çıkabilir.
Uzmanların günde 2 veya 2.5 litre tüketilmesi konusunda uyarılarda bulunduğu su, insan vücudunun olmazsa olmazlarındandır.
Su, yaklaşık yüzde 70'ini oluşturduğu vücudumuz için hayati derecede önem taşır.
SUYUN FAYDALARI
Cildi güzelleştirir.
Vücut ısısını ayarlar.
Vücutta biriken zararlı maddelerin dışarıya atılmasını sağlar.
Hücrelere besin ve oksijen taşır.
Eklemlere destek sağlar.
Kabızlığı engeller.
Bazı toksinleri atarak böbrek ve Karaciğerdeki yükü azaltır.
Vitaminler, mineraller ve diğer besinlerin çözülmesine yardımcı olur.
Yeterli su tüketimi susuz kalmaya bağlı olarak gelişen unutkanlık, dikkat problemi gibi beyin fonksiyonlarını düzenler.
Uzmanlar virüslere karşı tuzlu su gargarasu yapılmasını öneriyor. Kristal kaya tuzlu su gargarası yapılmasını öneriyor. Kristal kaya tuzu gargarası koronavirüs önlemleri kapsamında önem arz etmektedir. Hem diş ve diş eti sağlığı için hem de hastalıktan korunma için en etkili yöntemlerden biri olan kristal kaya tuzlu su gargarası günde 3-4 saat aralıklarla bir kaç kez yapılabilir.
KRİSTAL KAYA TUZLU SU GARGARASI TARİFİ
1 Su bardağı ılık su
1 çay kaşığı kristal kaya tuzu
Her ikisi iyice karıştırılır. 3-4 saate bir 30 saniye gargara yapılır.
SAĞLICAKLA KALIN
Emine KUREN
http://gullnamee.blogspot.com.tr
Yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması, yayınlanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur...
NOT: Videonun çekimine destek veren gazeteci arkadaşım Fırat Maktay'a teşekkür ederim.
Hepinize Merhabalar!.. Sağlık Bakanlığı'nın koronavirüsü nedeniyle 'evde kal' uyarısına sağlık tedbirleri kapsamında uyarak hepimiz evlerimizde kaldık. Peki evde kaldığımız süre zarfında aktif yaş alma kapsamında ne gibi sosyal aktiviteler yapabiliriz? Hangi etkinliklerle mutlu ve huzurlu olabiliriz? Biz bugün renklerin insan sağlığına etkisine vurgu yapmak ve koronavirüsüne dikkatleri çekmek için evimizde batik boyama çalışması yapacağız.
BATİK BOYAMA İÇİN GEREKLİ MALZEMELER;
Boyayı dokusunda tutacak bir kumaş türü,
Kumaş boyaları,
Boyama fırçaları,
Duruma göre karbon kağıdı,
Resim kalemi,
Kumaşa transfer edeceğimiz şekiller.
Biz bugün beyaz tişörtte batik boyama çalışması yapacağız. Bu çalışmada matalik sarı simli kumaş boyası, boyama fırçası kullanacağız. Üzerine koronavirüsü ile gündeme gelen selamlama şeklini yapacağız. Koronavirüsünden korunmak için öpüşmemek ve tokalaşmamak gerekiyor. Bunların yerine karşımızdaki insana sevginin ifadesi olarak sağ elimizi kalbimizin üzerine koyup başımızı hafifçe öne eğerek selam verebiliriz. İşte bu selamlama şeklini koronavirüsüne dikkatleri çekmek için batik çalışmamızda yapacağız. Çalışmamızı yaparken eldiven kullanmayı ihmal etmiyoruz. Şimdi çalışmamıza geçiyoruz.
Öncelikli olarak boyama yapacağımız tişörtümüzü yıkayarak kolasını gideriyoruz. Tişörtümüzün batik çalışması yapacağımız kısmının iç tarafına karton ya da benzeri bir şey yerleştiriyoruz. Bundaki amaç boyanın başka yerlere geçmesini önlemektir. Sonra sağ elimizin içine fırça yardımıyla boyamızdan iyice sürüyoruz. Boya sürme işlemi bitince, boyayı kurutmadan sağ elimizi tişörtümüzün sol tarafına, kalbimizin üstüne gelecek kısmına bastırıyoruz. Boyanın tişörte geçmesi için birkaç dakika bekliyoruz. Boya tişörte geçtikten sonra elimizi tişörtün üzerinden çekip su ve sabunla temizliyoruz. Tişörtteki şeklimizi kurumaya bırakıyoruz. Kuruma işleminden sonra boyalı kısmın üzerine beyaz bir kağıt yerleştiriyoruz. Sıcak ütü ile 4-5 dakika ütülüyoruz. Böylece boya ile kumaşı bütünleştirerek boyanın kalıcılığını sağlamış oluyoruz.
BEYAZ
*Saflığın ve temizliğin simgesidir. Huzur ve güven verir. Düşünce gücünü arttırır.
*Bu yüzden hastanelerin iç kısmı beyaz renklere boyanır ve ilaç kutularında da aynı şekilde beyaz renk kullanılır.
*Beyaz rengi seven insanlar genellikle, temizliği, aydınlığı ve düşünmeyi seven, hayal dünyası geniş uzlaşmacı kişilerdir.
SARI
*Sarı, ışığın, sevincin, üretim ve verimliliğin rengidir. İnsana sevinç ve coşku verir.
*İlham vericidir. Bilgiyi ve bilgeliği ifade eder.
*Sarı rengi seven insanlar ilgi çekmekten ve her şeyin kendi kontrollerinde olmasından hoşlanırlar.
Parlak kuvvetli renkler, kısa süreli hafızanın ve fonksiyonel becerilerin arttırılmasında etkilidir. Alzheimer hastalığının tedavisinde önerilir.
'Aktif Yaş Alma' yani sağlıklı yaş alma biyolojik yaşımız yükselirken kendimizi bütünsel olarak mutlu, sağlıklı, iyi, enerjik ve dengede hissetmemizdir.
Emine KUREN
http://gullnamee.blogspot.com.tr
Yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması, yayınlanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur...
Koronavirüsü ile ülke olarak üzülüyoruz, panik yaşıyoruz. Oysa;
Tarihi süreçte nice olumsuzlara göğüs germiş, birlik, beraberlik ve dayanışma içinde nice zaferlere ve başarılara imza atmış bir milletiz. Bize düşen pozitif düşünce ile hareket ederek üzerimize düşen sorumlulukları eksiksiz yerine getirmektir. Koronavirüsüne karşı sağlık bakanlığının yayınladığı açıklamada yapmamız gerekenler maddeler halinde sıralanmış. Bu maddeler doğrultusunda geçici bir süre evlerimizde istirahat edeceğiz. Belki çoğumuza sıkıcı gelecek evde kaldığımız süreç... Ancak sağlıklı bir toplum için elzem olan bu...
Evde istirahat halinde olduğumuz zaman dilimlerini eğlenceli hale getirebiliriz. Ailemizle birlikte kitap okuma etkinliği yapabilir, küçük çapta yarışmalar düzenleyebiliriz. Spor yaparak sinema filmi izleyebiliriz. Yemek saatlerinde mutfakta eğlenceli tarifler yapabilir müzik dinleyerek stres atabiliriz. Hijyen ve temizlik kurallarını uygulayarak el sanatları ile ilgili çalışmalar yapabiliriz. Kısaca, pozitif düşünce ile her anımızı mutluluğa dönüştürebiliriz.
Hayatımın her safhasında pozitif düşünceyi savundum, savunmaktayım. Biz tedbirli olalım tevekkül ettiğimiz Mevlâ karşımıza hayırlar çıkarır. Biz cesur yürekli Türk Milleti'yiz!.. Bize korkmak yakışmaz!.. Hadi şimdi hep birlikte sağlık bakanlığının yayınladığı açıklamayı okuyarak yapmamız gerekenleri gözden geçirilim. Sonra da bizi mutlu edecek bir şeyler bulalım. Ben sosyal sorumluluk bilinciyle, şifa niyetine 'Portakal Çanağında Portakallı Kahve' yaptım. Kızımla birlikte afiyetle ve keyifle içerken bir yanından da sinema filmi izledim.
Hayat kurallarına göre yaşanıldığı ve mücadele edildiği sürece mutluluk ve başarı getirir. Kurallara uymak ve mücadele bizden, mutluluk ve başarı Allah’tan... Vesselâm...
Emine KUREN
http://gullnamee.blogspot.com.tr
Yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması, yayınlanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur...
Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şubesi Tarsus Grubu'nun düzenlediği 'Aile İçi İletişim' semineri Tarsus Müftülüğü Aile ve Dini Rehberlik Üyesi Cengiz Saydam'ın anlatımıyla Ülker Aydın Yaşlı Dayanışma ve Erinç Evi'nde gerçekleşti.
Seminere Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şubesi Tarsus Grubu, Ülker Aydın Yaşlı Dayanışma ve Erinç Evi personelleri ve gönüllüleri, Tarsus Müftülüğü Aile ve Dini Rehberlik Bürosu Üyeleri, alzheimer hastası ve hasta yakınları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile birlikte davetliler katıldı.
Seminer, Tarsus Müftülüğü Aile ve Dini Rehberlik Bürosu Koordinatörü Emine Can'ın bilgilendirme konuşması ile başladı. Emine Can konuşmasında Aile ve Dini Rehberlik Bürosu bünyesinde yapılan çalışmaları anlattı. Katılımcılara ve seminere emeği geçenlere teşekkür etti.
Tarsus Müftülüğü Aile ve Dini Rehberlik Üyesi Cengiz Saydam konuşmasına ailenin ve iletişimin tanımını yaparak başladı. Yazar Gary Chapman'ın 'Beş Sevgi Dili' kitabından 'Beş Sevgi Dili' konusunu sosyal yaşamdan örnekler vererek anlattı. Aile içi iletişimde temel değerlere değinerek bu değerler doğrultusunda iletişimi diri tutmanın önemine değindi. Katıcımlardan gelen soruları yanıtladı. Tüm şehitler için Kur'an okuyarak dua etti.
Seminer, hediye takdimi ve toplu hatıra fotoğrafının çekiminin ardından son buldu.
Emine KUREN
http://gullnamee.blogspot.com.tr
Yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması, yayınlanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur...