Hayatım boyunca bazı proje ve çalışmalarda yer aldım. Her proje ve çalışma yaşadığım topluma karşı sorumluluklarımın bir kez daha farkına varmama ve her şeyden öte kendimi yetiştirmeme, yenilememe vesile oldu. Bu proje ve çalışmalarla edindiğim tecrübeler ise atacağım adımların şeklini ve rengini belirledi.
İnsan karekterlerini tanıma fırsatı bulduğum bu süreçte, insan olarak doğulsa da, insan olarak kalınamadığını öğrendim. İnsan olmanın zorluğunu, herkesin insan olamadığını gördüm. Bu gerçekler bana acı verse de, insanlarla iletişimimde, daha dikkatli olmam gerektiği küpesini taktı kulağıma.
Toplum olarak sivil toplum ruhunun manasını ve sorumluluklarını gerçek anlamda bilmiyoruz. Üyesi olduğumuz sivil toplum kuruluşunun ya da kurumun tüzüğünü okumadığımız gibi sivil toplum kuruluşuna ya da kuruma karşı görevlerimizi ve sivil toplum kuruluşunun ya da kurumun üzerimize yüklediği asli görevlerin farkında olmuyoruz, hakkıyla bu görevleri yerine getirmiyoruz.
Birçok sivil toplum kuruluşu ve kurum gördüm. Buralardaki en çekilmez insan karekteri; üyesi bulunduğu sivil toplum kuruluşu ya da kurumun tüzüğünü ve çalışma alanlarını bilmediği gibi yapılan bir proje ya da çalışmaya hiç emek vermeden "Bu benim projem", "bu projeyi ben olmasaydım yapamazlardı" gibi "ben" ile başlayan cümleleri ağzında sakızlaştırmış, proje ve çalışmanın oluşumunda, hazırlanmasında ve organizesinde bulunmayıp sadece sunum safhasında ortaya çıkıp, basının karşısında objektiflere poz veren insan karekteridir.
Beni hayrete düşüren ve hiçbir anlam veremediğim ise egosu tavan yapmış, her konuştuğu yalan, iki yüzlülüğü herkes tarafından bilinen, menfaat düşkünü, sivil toplum kurluşları ve kurumlar arasında laf taşıyan, vicdanları körelmiş, kendi çıkarları için karşısındakine hiç düşünmeden çamur atan insanların kendilerini gören, işiten, duyan, kaydeden Allah'ı unutmuş olmaları, onca veballe nasıl yaşadıklarıdır.
Bu dünyaya bir kez geldik ve bir daha gelme şansımız yok. Bu yüzden, nefes aldığımız sürece zamanımızı, ömrümüzü iyi kullanmalıyız. Bize emanet olarak verilen nefesimizi, dünya hayatını olumsuzluklara kurban etmemeliyiz. Her gece, yastığa başımızı koymadan önce, bir günün muhasebesini yapıp öyle uyumalı, sabaha pozitif enerji ile uyanabilmenin duası ve gayretinde olmalıyız. Bize bu pozitif enerjiyi verecek olan ise insanlığımızı şahlandıracak, insan kalmamızı sağlayacak güzel söz ve davranışlardır.
Mevla Hazretleri, insan olarak kalmamızı sağlayacak söz ve davranışları Kur'an-ı Kerim'de 'güzel ahlak' başlığı altında ayet ayet zikretmiştir. Başta Peygamber Efendimiz(sav) olmak üzere sahabeler, bizlere bu vatanı büyük bir özveriyle kazandıran ecdadımız, kısaca; geçmişten günümüze yol aydınlığı olmuş niceleri 'güzel ahlakı' yaşadıkları ve yaşattıkları için insan olarak kalabilmişler ve böylece ölümsüzleşmişlerdir.
Dünya hayatında yaptığımız her iyilik ve güzellik, sonsuzluklar aleminde, gölgesinde huzur bulacağımız bir ağaç olarak karşımıza çıkacak. Gölgesinde huzur bulduğunuz nice ağaçlarınızın olması temennisiyle insanca kalın, hoşça kalın.
Emine KUREN
Yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması, yayınlanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder