Aslında, kişi önce kendine sahip çıkmalı. Yunus Emre'nin şiirinin ilk mısraları duygularımın tercümanı. "İlim ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir." Kişi önce kendini ilimle donatacak, kendinin farkına varacak, kendini bilecek, kendine değer verecek, böylece kendine sahip çıkmanın sırrına erecek. Asıl olan budur. Kendimizi bu bilinçle inşaa ettikten sonra ancak yaşadığımız şehre ve topluma faydamız olur.
Uzun yıllardır sivil toplum kuruluşlarının içinde olan biriyim. Okumak, yazı yazmak, güzel anları objektiflemek bende bir tutku. Sivil toplum kuruluşlarının yaptığı çalışmaların haberini yaparak bu kuruluşların sesi olmaktan mutluluk duyuyorum. Gül Name köşe ve blogumda haber yazılarımı, edebi yazılarımı, yaşanmış hikayeleri okurlarımla paylaşmaktan huzur buluyorum.
Onlarca haber takip ettim ve yazdım. Bu süreçte yerel medyayı tanıma fırsatı buldum. Tüm basın mensubu arkadaşlarıma objektif kimliğimle eşit mesafede olmam gerektiğinin doğruluğuna inandım. Bazıları ile saygı ve sevgi çerçevesinde Tarsus'a dair bazı platformda yer aldım. Onlarla ilgili artısıyla eksisiyle izlenimler edindim.
Tarsus'ta bir gazete sahibi isen kalemin nasıl olursa olsun 'gazeteci' olarak anılırsın. Herkes kendince 'en iyi gazeteci' ortalıktaki veryansın. Bazılarının karekteri zamana, mekâna, karşısındaki kişiye göre şekil almış. Kimisi işinin mutfağında pişmiş, kimisi hasbelkader mesleğinde yer almış. Kimler neye göre duayenlik kimliğini kazanmış?.. Cezbetmiştir beni fedâkar ve objektif kimliğiyle kamu yararını ve toplumsal bilinci gözeten, güvenilir haberciliği ilke edinerek en zorlu şartlarda gece-gündüz demeden büyük bir özveriyle haber peşinde koşturan güzidelerim. Kopyala yapıştır mantığı ile geçinenlere sinirli ve öfkeli sitemlerim.
Ortak payda yaşadığın şehir ve toplumsa ne olursan ol önce kendine sahip çık ki böylece şehir ve toplumda sahiplenme olgusu harekete geçsin. Şehrine ve topluma sahip çık ki milli, manevi, kültürel değerlerin ve tarihin nesellere ulaşsın. Milli, manevi, kültürel değerlerine ve tarihine sahip çık ki ülken muasır medeniyetler seviyesine çıksın.
Yerel medya öncelikli olarak 'sahiplenme olgusu'nun analizini yapmalı. 'Sahiplenme olgusu'nun neresinde olduğunun farkına varmalı. Yapılan bir haberin 'maddi kazanç getirisi mi' yoksa insanlığı bilgilendirme noktasındaki 'doğruluğu ve güvenilirliliği mi' önemli sorusuna cevabı 'doğruluğu ve güvenilirliliği' olmalı. Yerel medya kendi içinde cedelleşmek ve haksız rekabet yapmak yerine bir olup şehre ve topluma faydalı olmanın yollarını bulmalı. Her şeyden öte yerel medya kendi içindeki çalışanlarına ve üyelerine sahip çıkarak onların hakkını gözetme düsturuyla yaşamalı.
Yerel medya 'sahiplenme olgusu'nu ne kadar diri tutarsa toplum o denli yerel medyayı ayakta tutar. Okuma alışkanlığının bir topluma kazandırılması ise tüm kapıları aralayan anahtar. Yerel medya ve toplum Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde, ay yıldızın gölgesinde, sorumluluklarının farkına varınca belirir aydınlık yarınlar. Vesselâm.
Emine KUREN
http://gullnamee.blogspot.com.tr
Yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması, yayınlanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur...