23 Ağustos 2017 Çarşamba

VARSA PULUN, YOKSA PULUN

Eskiler ne kadar da doğru söylemiş; "varsa pulun, herkes kulun; yoksa pulun, dardır yolun..."  Sözde de anlatıldığı üzere bazı insanlar paraya tamah ederler. Karşısındaki insanları parasına göre değerlendirirler. Onlara göre bir insanda para varsa o insan çok iyidir yoksa çok kötüdür. Parası olana kul köle olunur, parası olmayan ise unutulur. Sabah kahvemi yudumlarken, üzerine onlarca kitap yazılabilecek içerikte olan bu sözü ilk kez kendisinden duyduğum Şermin Teyze aklıma geldi.

Yıllar önce aynı mahallede birlikte yaşadığımız Şermin Teyze ayakkabı fabrikası olan bir bey ile evliydi. Bu evlilikten 3 oğlu olan Şermin Teyze onca mal varlığına rağmen mütevazi kimliği ile her kesimden insanın takdirini ve sevgisini kazanmıştı. Haftanın belirli günlerinde mahalledeki hasta ve yaşlıları ziyaret eder onların ihtiyaçlarını giderirdi. Okul zamanlarında mahalledeki öğrencilerin kırtasiye ihtiyaçlarını alır yoksul öğrencilere burs verirdi. Bayram günlerinde ise mahalledeki tüm çocuklara yaş grubuna göre harçlık verir bayramlıklar alırdı. Şayet kurban bayramı ise kurban kesemeyenler için onlarca kurbanın etini eşit miktarda dağıtırdı.

Her anne gibi Şermin Teyzede vakti gelince üç evladını sırasıyla evlendirdi. Dört katlı aile apartmanında birlikte yaşamaya başladılar. Aileye üç gelinin katılması ve sonrasında eşinin vefatıyla gelen miras kavgaları Şermin Teyze'nin büyük imtihanları olmuştu. Çocukları ve gelinleri arasında çıkan kavgalar onu çok yıpratmış, yaşadığı üzüntüler sağlığını olumsuz etkilemişti. Yaşadığı en büyük üzüntü ise rahatsızlığından dolayı geçirdiği bazı operasyonlardan sonra çocukları tarafından huzurevine verilmesiydi.

Huzurevi'nde yeni dostlar edinsede acısı gözyaşı olup yüreğine süzülüyordu. Şermin Teyze'nin huzurevine verildiğini duyunca belirli zaman aralıklarında O'nu ziyaret ettim. Her gittiğimde şahit olduğum bu gözyaşları beni derinden etkiledi. Ellerinden tutup, gözlerinin derinliklerine bakarken hayatın en acı gerçeklerini gördüm.

Şermin Teyze son nefesine kadar huzurevinde kaldı. Bu süreçte sağlığında ve variyetinde yolunu aşındıranlar tarafından unutulsada uzun yıllar yardımda bulunduğu birkaç öğrenci tarafından sık sık ziyaret edildi. Ben de hafta da üç gün mutlaka ziyaret ettim. O'nu her ziyaret ettiğimde bana aydınlık olacak bir yaşam tecrübesi edindim. Edindiğim en etkili hayat tecrübesi ise ilk kez Şermin teyzeden duyduğum ve bu yazıma ilham olan "varsa pulun, herkes kulun; yoksa pulun, dardır yolun" sözünün içeriği oldu.

Çocukları babalarından kalan tüm mal varlıklarını ihtiraslarına kurban edip bir dilim ekmeğe muhtaç bir hayat yaşamaya başladılar. Bir şeyleri anlayıp huzurevine annelerini ziyaret etmeye gitselerde artık değiştiremeyecekleri bir gerçekle karşılaştılar. Şermin Teyze artık ebedî istirahatgâhındaydı. O sonsuzluklar âlemine giderken geride paranın girdabında boğularak yok olmuş üç evlat, yardımlarıyla okuyan ve meslek sahibi olan vatansever gençler bıraktı.

Tıpkı Hz. Nuh gibi evlatlarıyla imtihân olan Şermin teyze ne zaman aklıma gelse huzurevine gidip Onunla yaşadığım anıları yad ediyorum. Ondan öğrendiğim yaşam tecrübelerini yaşama ve yaşatma adına gayret ediyorum. İnsanları parasına, namına, makamına göre değil insanlığı ile değerlendiriyorum. Bir nefeslik dünya da kimsenin kimseden üstün olmadığı bilinciyle yaşıyorum. Bu duygu ve düşüncelerle varlığı ile mutluluk duyduğum Gül Name'nin sevgili takipçilerine minnet duygularımla teşekkürlerimi sunuyorum... Sevgiyle Kalın...

Emine KUREN

http://gullnamee.blogspot.com.tr


Yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması, yayınlanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur...



14 Ağustos 2017 Pazartesi

BAŞARININ GERÇEK SIRRI

Hayatım boyunca aldığım en güzel kararlardan bir tanesi de 2017 YGS sınavına girmektir. Sınav sonrası öğrenci ve öğretmen arkadaşlarım sınavdaki başarımın sırrını sordular. Bu başarımın sırrı yaşam enerjim, hayata pozitif bakış açım, çok kitap okumam, araştırmacı olmam, bilgi yarışmalarını izlemem, ilmin önemini ecdadımızın hayat hikâyelerinden öğrenmemdir. Ve her şeyden önemlisi de plan, program ve stratejelerle hayatı yaşamamdır.


Belirli zaman aralıklarında bir araya geldiğimiz öğrenci arkadaşlarla 'okuma' ve 'araştırma' konuları konuştuğumuz gündem maddelerinden olmuştur. Günümüzde genel olarak sınıf geçmek ve bir meslek edinmek adına ezber mantığı ve araştırma yapmadan kopyala yapıştır mantığı ile hareket edildiği için 'okuma' konusu dar bir kalıba sıkıştırılmış ve 'düşünme' yeteneği neredeyse kaybedilmiştir.


İlim tahsil etmek adına kilometrelerce yolu yalın ayak yürüyerek giden ecdadımız meşakkâtli bir yolculuğun ardından ilmin ve okumanın sırrına ermiştir. Teknolojinin sınırsızca, doyumsuzca kullanıldığı bir çağda yaşıyoruz. Tüm imkânların olmasına rağmen okuma seviyesi ve düşünme yeteneği düşük bir toplumuz. Okuma ve araştırma alışkanlıklarının kazandırılmasına yönelik yapılan çalışmaların yetersiz olmasından dolayı bu konuların toplum üzerindeki olumsuz etkileri henüz giderilememiştir.


İlim öğrenmenin beşikten mezara kadar olduğu bilinciyle hareket ederek son nefesime kadar ilim öğrenmenin ve okumanın dua ve gayretinde olacağım. Okuma ve araştırma alışkanlıklarının topluma kazandırılmasına yönelik yapılan tüm çalışmalara gücüm yettiğince destek vereceğim. Okuyabilen, düşünebilen, okuduklarını ve düşündüklerini hayatına indirgeyebilen, yaşayabilen ve yaşatabilen bir toplumun oluşmasında en ön saflarda yer alacağım.


Sevgili Gül Name takipçileri; bana gönderdiğiniz mesajlar için çok teşekkür ederim. Evet artık üniversiteliyim. Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü'nü kazandım. Bazı öğrenci arkadaşlarım latifeli; "ya abla sen benden yüksek puan alınca evde kıyamet koptu. O an yanımda olsan seni bir güzel döverdim" dediler. Ben de onlara; "araştır, oku, düşün ve kazan... İşte başarının gerçek sırrı budur" dedim. Umarım mesajlarda bana yönelttiğiniz sorularınıza bu yazım cevap olmuştur. Bu duygu ve düşüncelerle Gül Name'ye gösterdiğiniz ilgi ve alâka için teşekkürlerimi sunuyorum ve hepinizi çok seviyorum... Sevgiyle kalın...


Emine KUREN

http://gullnamee.blogspot.com.tr


Yazılarımın izinsiz ya da kaynak belirtilip link verilmeksizin kopyalanması, yayınlanması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre suçtur...